Türkiye ve Mısır’ın adımları iki ülke arasındaki diyaloğu güçlendiriyor. Ankara’nın açıklamalarını takdirle karşıladıklarını açıklayan Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, Türkiye ile ilişkileri ilerletmek istediklerini söyledi. Şukri, zemin oluştuğunda siyasi görüşmelerin olabileceğini belirtti
Son dönemde Türkiye-Mısır hattında verilen mesajlarla oluşan olumlu atmosfer iki ülke ilişkilerine yeni bir boyut kazandırmaya başladı. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, ülkesinin Türkiye ile ilişkileri geliştirmek istediğini dile getirdi. Şukri, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine ilişkin yerel bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin son dönemdeki açıklamaları ve jestlerinin takdir edildiğini” söyledi.
Siyasi görüşmeler yakın
Siyasi göstergeler aşamasından, ilişkilerin çerçevesini belirleyen siyasi açılım aşamasına geçilmesine önem verildiğini belirten Şukri, Çavuşoğlu ile ramazan ayının gelişi münasebetiyle tebrikleşme kapsamında bir görüşme yaptıklarını ifade etti. Bakan Şukri, görüşmenin “Türkiye’nin Mısır’ın önemiyle alakalı yaptığı açıklamalar ve verdiği sinyaller üzerine gerçekleştiğini” kaydetti. “Mısır, her iki tarafın da faydasına olacak bir diyalog ve çıkarlara zarar verilmeden uluslararası hukuk kurallarına uygun ilişkiler kurulmasında istekli” diyen Şukri, gerekli zemin oluştuğu zaman bunların siyasi görüşmeler şeklinde yapılmasına da önem verdiklerine işaret etti. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 10 Nisan’da Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile ramazan ayını tebrik etme amacıyla telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.
103 İhvan üyesi daha terör listesine alındı
Mısır’da Müslüman Kardeşler Teşkilatının (İhvan) 100’den fazla üyesi daha terör listesine dahil edildi. Mısır devlet gazetelerinden Ahbar el-Yevm’in haberine göre, İçişleri Bakanlığına bağlı “Kara Para Aklama ve Terörün Finansmanı ile Mücadele Birimi” tarafından 103 İhvan üyesi “terörü finanse etmek” suçlamasıyla terör listesine eklendi. Gazetenin haberinde 4 Temmuz 2016 ile 4 Nisan 2021 arasında 8 kurum ve 6 bin 761 kişinin “terör listesine” alındığı hatırlatıldı.
Özbekistan’daki zirvede tarihi anlar yaşandı. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ile Özbek mevkidaşı Şevket Mirziyoyev, ilk kez bir resmi görüşmede Rusça yerine Türkçe konuşmayı tercih etti.
Kırgızistan ve Özbekistan liderlerinin ikili ilişkileri görüşmek amacıyla buluştuğu zirvede dikkatlerden kaçmayan tarihi bir an yaşandı. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te 11-12 Mart’ta yaptığı resmi ziyaret sırasında Özbek mevkidaşı Şevket Mirziyoyev ile uzun zamandan sonra ilk kez resmi bir görüşmede Rusça yerine Türkçe konuştu. Yayınlanan görüntülerde iki liderin birbirlerine Türkçe hitap ettiği görüldü.
Kiril yerine Latin alfabesi
Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde son yıllarda Rus Kiril alfabesi yerine Latin alfabesinin kullanımına yönelik kararlar alındığı da biliniyor. Geçen ay Özbekistan hükümeti aşamalı olarak Latin alfabesine geçilmesine ilişkin yol haritasını içeren kararı onayladı. Karara göre, 1 Ocak 2023’ten itibaren ülkedeki tüm kurum ve kuruluşların faaliyetleri ile resmi yazışmaları, Kiril yerine Latin alfabesiyle yapılacak.
Ocak ayında da Kazakistan Ulusal Alfabe Komisyonu, 2023 – 2031 yılları arasında ülkede kademeli olarak kullanılmaya başlanacak Latin harflerine uyarlanan yeni Kazak alfabesinin tanıtımını yaptı. 1940’tan itibaren Kiril alfabesini kullanan Kazakistan, 2017’de kademeli olarak Latin alfabesine geçme kararı almıştı. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan aynı zamanda Türk Keneşi’ni oluşturuyor
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
Türkiye’de koronavirüs tedbirleri kapsamında sosyal izolasyonun
sağlandığını belirterek, “Hiçbir tedbir almaktan çekinmeyiz. Şu anda
yaklaşık yüzde 95 civarında hayat eve çekildi.” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medyada gündeme dair soruları yanıtladı.
“20 emniyet mensubu koronavirüse yakalandı”
Koronavirüse yakalanan emniyet mensubu olup olmadığının sorulduğu Bakan
Soylu, “Şu anda sayısı 20 civarında. Bunlardan iyileşenler de var.”
cevabını verdi.
Bakan Soylu, koronavirüs ile ilgili kararları alırken dünyadan cesur
hareket ettiklerini ve almaları gereken tedbirleri de zamanında
aldıklarını vurguladı.
“Yüzde 95 civarında hayat eve çekildi”
Sokağa çıkma yasağının gelip gelmeyeceğine ilişkin soruya Soylu,
alamayacakları hiçbir tedbirin bulunmadığını belirterek, “Türkiye’de
sosyal izolasyon sağlandı. Hiçbir tedbir almaktan çekinmeyiz. Şu anda
yaklaşık yüzde 95 civarında hayat eve çekildi. Yarını ve öbür günü de
izleyeceğiz. Sabahleyin valilerimize söylediğim şudur. Şehir içi giriş
ve çıkışların kontrolünü daha fazla artırın. Hiçbir özel aracı
sektirmeyin. Otobüsler muhakkak kontrol edilecek. ‘Şehir içi özel
taşımada ister belediye ister halk otobüsü ister minibüs olsun her
birini tek tek kontrol edin. Sosyal mesafeyi ihlal edecek ne varsa,
araba bağlanması gerekiyorsa, kamu, tüzel beni ilgilendirmiyor hepsini
bağlayın.’ dedim.”
POMEM sonuçları 10-15 gün içinde açıklanacak
Gazeteci Cüneyt Özdemir’in sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiği
canlı yayında Polis Meslek Eğitim Merkezleri (POMEM) sonuçlarıyla ilgili
soruya Soylu, “10-15 gün içerisinde inşallah açıklanacaktır. Orada
süreçler de hemen hemen tamamlandı.” cevabını verdi.
“Taksicilerden gelen bir talepti, biz de değerlendirdik”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul, Ankara, İzmir’de ticari
taksilerin trafiğe çıkışları sınırlandırılmasına ilişkin İçişleri
Bakanlığınca yayımlanan genelgeyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Taksi ve esnaf odalarıyla görüşüldü. Bir gün sonu tek diğer gün sonu
çift olan plakalar çıkacak. Zaten önemli bir bölümünde
‘çıkalım-çıkmayalım’ tereddütü söz konusuydu. Kendilerinden de gelen bir
talepti biz de değerlendirdik. İhtiyaç duyan diğer vilayetlerin bu
kararı alabileceği de genelgede yazıyor.” diye konuştu.
Koronavirüs nedeniyle hayatını
kaybeden Türk vatandaşlarının cenazeleri Türk Hava Yolları tarafından
Türkiye’ye getirilebilecek.
TBMM Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Alt Komisyonu Başkanı ve
AK Parti İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya, yaptığı yazılı
açıklamada, “Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın talepleri
doğrultusunda ilgili bakanlıklarımızla yaptığımız görüşmeler sonucunda
yurt dışında Kovid-19 virüsü sebebiyle hayatını kaybeden
vatandaşlarımızın cenazeleri Bilim Kurulumuzun belirlediği şartlarla
Türk Hava Yolları tarafından Türkiye’ye getirebilecek.” ifadelerine yer
verdi.
Sırakaya, Kovid-19 kaynaklı cenazelerde Sağlık Bakanlığından alınan
onay ve Türk Hava Yollarının mevcut bulaşıcı hastalıklı cenaze (HUM)
getirme prosedürünün bu konuda yeterli olacağını kaydetti.
Koronavirüs nedeniyle mangal ve piknik yapılmasını Tarım ve Orman Bakanlığı yasakladı.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle önlemler artırılmaya başlanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı koronavirüse karşı olarak mangal ve piknikleri ikinci bir duyuruya kadar yasakladı. Bakanlık bahçe, park ve mesire alanlarında mangal yakılmasını ve piknik yapılmayacağını duyurdu. SAĞLIK BAKANLIĞI ÖNLEMLERİ ARTIRDI
Sağlık Bakanlığı da yeni tip corona virüs salgınına karşı konaklama tesisleri, restoranlar, yurtlar ve huzurevlerinde uygulanan tedbirleri artırdı.
Otellerde
konaklayanların son 14 gün içinde bulunduğu ülkeler ve ülke içindeki
seyahat planları bilgilerini içeren kayıtlar tam ve düzenli tutulacak.
Restoranlarda, genel enfeksiyon bulaşma riskini azaltmak için masalar arası mesafe 1 metreden az olmayacak.
Huzurevi
ve yaşlı bakım merkezlerinde Covid-19 hastalığı ile uyumlu şikayetler
olması durumunda, bu merkezlerde kalanlar yakından takip edilecek.
Çin’de Aralık 2019’da ortaya çıkan
yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının kısa sürede dünyanın her
yerine yayılmasının ardından çok sayıda ilaç firması ve araştırma
kuruluşu, hastalığa karşı aşı veya ilaç geliştirmek için çalışmalar
yürütüyor.
Virüsün bulaştığı kişilerde üst solunum yolu enfeksiyonuyla birlikte
akciğer iltihaplanmasına ve ileri safhada zatürreye yol açan hastalığa,
belirtileri gidermeye yönelik tıbbi müdahaleler dışında bir çare
geliştirilebilmiş değil.
Salgının yayılmasıyla, başta ABD ve Çin’de olmak üzere, Kovid-19’a
bağışıklık sağlayabilecek bir aşı ve tedavi edebilecek bir ilaç
geliştirme yönündeki çabalara hız verildi.
Aşı çalışmaları
Çin’in 11 Ocak’ta yeni tip koronavirüsün DNA dizilimini açıklamasının
ardından dünyanın farklı ülkelerindeki araştırmacılar, genetik kopyasını
ürettikleri virüs üzerinde laboratuvarlarda çalışmaya başladı.
Virüsün genetik diziliminin bilinmesi, aşı geliştirme sürecinin
hazırlık safhasını hızlandırarak klinik denemelerin yolunu açtı.
Kovid-19’un genetik yapısının 2002-2003’te Çin’den dünyaya yayılan
Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromuna (SARS) yol açan koronavirüsle
yüzde 80 ila 90 arasında örtüştüğünün anlaşılması; araştırmacılara,
SARS’a aşı bulmak için yapılan geçmiş çalışmalardan yararlanma olanağı
sağladı.
Moderna ve “mRNA-1273”
İlki merkezi ABD’nin Boston kentinde bulunan “Moderna” ilaç şirketi,
Çin’in Kovid-19’un genetik dizilimini açıklamasından daha iki gün sonra
“mRNA-1273” adını verdiği potansiyel bir aşı geliştirdiklerini duyurdu.
ABD Ulusal Sağlık Enstitülerine (NIH) bağlı Ulusal Alerj i ve Bulaşıcı
Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) desteğiyle geliştiren aşı, yeni tip
koronavirüsün insan hücresine tutunmasını sağlayan “çivi proteini” adı
verilen enzimi baskılayarak, vücutta bağışıklık sağlamayı hedefliyordu.
ABD Gıda ve İlaç İdaresinin (FDA) onay vermesinin ardından aşının klinik denemeleri, 17 Mart’ta Washington eyaletinde başladı.
mRNA-1273, “insanlar üzerinde denenmeye başlanan ilk Kovid-19 aşısı” oldu.
Inovio ve “INO-4800”
Bu arada Amerikan ilaç şirketi “Inovio” da aynı günlerde yeni tip
koronavirüsün gen dizilimini taklit eden potansiyel bir aşı ürettiğini
bildirdi.
Aşıyı, merkezi Pekin’de bulunan Çinli Advaccine biyoteknoloji
şirketiyle kitlesel olarak üretmeyi hedefleyen şirket; ABD’deki Salgın
Hastalıklara Hazırlık İçin İnovasyon Koalisyonundan 9 milyon dolar hibe
yardımı aldı.
Nisan’da ABD, Çin ve Güney Kore’de klinik denemelere başlamayı
hedefleyen şirket, denemelerden sonuç alınması halinde 2020 sonuna kadar
1 milyon doz aşı üretmeyi planladığını açıkladı.
Aşının, virüsün genetik mühendislikle üretilmiş yapay bir versiyonuyla
vücutta bağışıklık tepkisi uyandırmayı amaçladığı belirtildi.
Çin, bir “alt-birim aşı” için klinik denemelere başlıyor
Çin’de 17 Mart’ta yeni tip koronavirüse karşı geliştirilen bir aşıya, klinik denemeler için onay verildiği duyuruldu.
Çin Askeri Tıp Akademisinden biyologlar tarafından geliştirilen aşının
içeriğinde, yeni tip koronavirüsün hastalığa yol açmayan antijen
kısımlarını barındıran bir “alt-birim aşı” olduğu ifade edildi.
İsrail, kanatlı hayvanlar için üretilen aşıyı Kovid-19’a uyarlıyor
Bu arada İsrail’deki MIGAL Araştırma Enstitüsü, kanatlı hayvanlarda
koronavirüse bağlı bulaşıcı bronşit hastalığına karşı geliştirilen “IBV”
aşısının uyarlanmış bir versiyonu olan potansiyel bir aşının,
insanlarda görülen Kovid-19’a karşı etkili olduğunu ileri sürdü.
Enstitü, 4 yıllık araştırmanın sonucunda geliştirilen IBV’nin genetik
diziliminin yeni tip koronavirüse uyarlanması halinde, insanlarda
bağışıklık uyandırabileceğini savundu.
Aşının ilk dozunun üretilmesinin ardından 8 ila 10 haftada klinik denemelere başlanacağı bildirildi.
Klinik denemelere başlanan veya başlanacağı açıklanan bu 4 potansiyel
aşının dışında, çok sayıda aşı geliştirme çalışması halen devam ediyor.
Ancak klinik denemelerin başlaması, “aşının kısa sürede geliştirilebileceği” anlamına gelmiyor.
Üç aşamada yapılan klinik denemelerde, ilk aşamada 10 ila 20 gönüllü
sağlıklı kişi üzerinde aşının güvenli olup olmadığı ve olası yan
etkileri araştırılıyor.
İkinci aşamada salgının etkili olduğu bölgelerden yaklaşık 100 enfekte kişi üzerinde aşı test ediliyor.
Üçüncü ve son aşamada ise aynı işlem, birkaç bin denekle tekrarlanıyor. Tüm bu süreç, aylar ve hatta yıllar alabiliyor.
İlaç çalışmaları
Henüz koronavirüsün bulaşmadığı insanları bağışık kılarak, salgının
önünü kesmeyi amaçlayan aşı çalışmalar ı dışında mevcut vakaları tedavi
etmeye yönelik ilaç geliştirme çalışmaları da yürütülüyor.
Çin, Kovid-19 salgının ortaya çıkmasından bu yana ülkede 3 ilacın test edilmesine izin verdi.
Japon Toyama kimya şirketince geliştirilen ve daha önce SARS, Ortadoğu
Solunum Yolu Sendromu (MERS) tedavilerinde de kullanılan “Favipiravir”
adlı anti-viral ilaç; Guangdong eyaletinin Şıcın kentinde 70 hasta
üzerinde denendi.
İlacın hafif vakalarda iyileşme süresini 11 günden 4 güne indirebildiği bildirildi.
Çin Ulusal Sağlık Ürünleri İdaresinin yaygın kullanımına onay verdiği
Favipir avir, “geçerliliği tescillenen ilk koronavirüs ilacı” oldu.
Amerikan Gilead ilaç şirketinin ürettiği “Remdesivir” adlı bir
anti-viral ilacın da salgının ortaya çıktığı Vuhan kentindeki
hastanelerde müşahede edilen 761 hasta üzerinde denendiği açıklandı.
Sonuçları, “New England Journal of Medicine” dergisinde yayımlanan bir
araştırmada; ilacın ABD’de yeni tip koronavirüs taşıyıcısı 1 kişi
üzerinde de denendiği ve hastanın klinik durumunda iyileşme görüldüğü
aktarıldı.
Daha önce Ebola tedavisinde de kullanılan Remdesivir’in klinik deneme sonuçlarının, birkaç haftada açıklanması bekleniyor.
Öte yandan daha önce sıtma tedavisinde başvurulan Klorokin difosfat’ın
Pekin ve Guangdong eyaletindeki 10 hastanedeki denemelerinin devam
ettiği bildirildi.
İleri vakaların tedavisi
Kritik seviyedeki Kovid-19 hastalarının iyileştirilmesi için ise
belirtileri gidermeye yönelik ilaçlarla, virüsün işlerliğini engellemeye
yönelik anti-viral ilaçlar birlikte kullanılarak hastalar hayatta
tutulmaya çalışılıyor.
Salgın, dünya çapında yayılmaya devam ederken; şu ana dek virüse tam
bağışıklık sağlayan bir aşı veya hastalığı kesin olarak tedavi eden bir
ilaç bulunabilmiş değil.
Milli Eğitim Bakanlığı, 23 Mart itibarıyla başlayacak uzaktan eğitim süreci kapsamında velileri Eğitim Bilişim Ağı’nın (EBA) içeriğine ilişkin bilgilendirmek için video hazırladı.
Sağlık Federasyonu Başkanı Raşit Dinç, Türkiye’e bir kişinin hayatını kaybetmesine yol açan koronavirüse karşı geliştirdikleri “Türk Işın Tedavi Sistemi” için Sağlık Bakanlığı’na klinik araştırma başvurusunda bulunduklarını açıkladı. Dinç, açıklamasında, Türk Işın Tedavisi’nin 3 saniyede virüsleri yok ettiğini belirtmişti.
Sağlık Federasyonu Başkanı Raşit Dinç, koronavirüsüne karşı Türk
laboratuvarlarında geliştirilen ve şu ana kadar yapılan denemelerde
diğer virüs ve bakterilere karşı olumlu sonuçlar elde edildiğini
kaydettiği “Türk Işın Tedavisi” ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Klinik araştırmalara başlayacak
Dinç sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ‘Türk Işın Tedavi Sistemi’
için Sağlık Bakanlığı’na klinik araştırma başvurusu yaptıklarını
duyurdu. Bakanlık onay verirse üretilen milli tıbbi cihaz klinik
araştırmalara başlayacak.
4 üniversite birlikte çalışma yürüttü
Raşit Dinç sürecin Gazi Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi ile birlikte yürütüldüğünü ifade ederek çalışmalara katılan tüm bilim insanlarına teşekkür etti.
Kamuoyuna duyurulmuştu
Sağlık
Federasyonu Genel Başkanı Raşit Dinç, koronavirüse karşı Türk
laboratuvarlarında geliştirilen ve şu ana kadar yapılan denemelerde
diğer virüs ve bakterilere karşı olumlu sonuçları elde edilen “Türk Işın Tedavisini” kamuoyuna duyurulmuştu.
2-3 saniyede virüsü yok ediyor
Dinç,
yaptığı açıklamada; COVID-19 benzeri viral ve mikrobiyal
enfeksiyonlarda kan ve vücut boşluklarına yerleşen zararlı
organizmaların genellikle antibiyotikler ve anti-viral ilaçlarla tedavi
edilmeye çalışıldığını ancak yeni geliştirilen sistemin bir kateter
yardımı ile damar yoluna yerleştirilen ultraviyole ışığın özellikle
kanda bulunan enfeksiyonları temizlemek için kullanılması ile
gerçekleştirildiğini belirterek bu şekilde hem damar yolları hem de
akciğer içerisine uygulanabilen ultraviyole ışığın, Influenza A ve B
virüslerini tamamen yok ettiği, “bacillus stearothermophilus”
bakterisine yapılan uygulamada ise bu bakterilerin 2-3 saniye arası bir
sürede tamamen imhasını sağladığı bu sayede hastaların kısa zamanda
hastalıktan kurtulabileceğini ifade etmişti.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Hikmet Selçuk Gedik
ise ultraviyole ve fotonik lazer ışığı sayesinde hem kanda bulunan
mikroorganizmalar hem de akciğer ve solunum yollarına yerleşmiş
mikroorganizmaların bu yöntemler ile yok edilebileceğini söylemişti.
Son olarak virüsün şimdiden iki mutasyonunun ortaya konduğunu belirten Gedik, antiviral ilaç stratejisinin bu nedenle geçici bir çözüm olabileceğini, ama saniyeler içerisinde virüsü yok eden bu ışın sistemi sayesinde virüsün bu mutasyonları geçirmeye zaman bulamayacağını bu nedenle tedavi yönetiminin etkinliğinin mutasyonlardan hiçbir şekilde etkilenmeyeceğinin altını çizmişti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 89 yaşındaki koronavirüslü hastanın hayatını kaybettiğini açıkladı.
Bakan Koca, Bakanlık Bilkent Yerleşkesi’nde koronavirüs salgınına
ilişkin düzenlediği basın toplantısında, virüs Çin’de ortaya çıktıktan
sonra Türkiye’nin sorunun niteliğini ilk kavrayan ülkelerden biri
olduğunu ve koronavirüsü pandemi senaryosunu öngörerek
değerlendirdiklerini söyledi.
İnsanlık bu tablonun içindeyken tüm dünyayla yoğun ilişkileri olan
Türkiye’nin kendini tümden yalıtmasının imkan dışı olduğunu ifade eden
Koca, 7 gün önce geç saatlerdeki basın toplantısında ilk vakayı
bildirdiğini hatırlattı.
“Kalabalık ortamlar en riskli ortamlar”
Koronavirüs hakkındaki araştırmaların çok şey öğrettiğini dile getiren
Koca, virüsün özellikle solunum yolu üzerinden bulaştığına işaret etti.
Koca, temasın, virüse aradığı fırsatı sunduğunu, kalabalık ortamların en riskli ortamlar olduğunu söyledi.
Araştırmaların kesin olarak ortaya koyduğu gerçeğin, virüsün farklı yaş
grupları üzerindeki etkisi olduğunu belirten Koca, çocuklar ve
gençlerin virüsü kolayca kapabildiğini fakat bu grupta hastalık
tablosunun nadiren görüldüğünü, ölüme neredeyse rastlanmadığını
bildirdi.
Yetişkin yaş gruplarında sonucun yaşın ilerlemesine bağlı olarak
değiştiğine dikkati çeken Koca, Bilim Kurulunun verdiği ve dünyada kabul
gören bilgileri daha önce pek çok kez ifade ettiğini dile getirdi.
“Ölüm oranı sanılanın çok altında”
Bakan Koca, bu hastalıkta ölüm oranının sanılanın çok altında olduğunu
anımsatarak, hastalığın en ağır seyrettiği kişilerin direnci düşük ve
başka hastalığı bulunan kişiler olduğunu ifade etti. Koca, yaşlıların
yüksek risk grubunda olduğunu, direnci düşük kronik hastalığı bulunan,
savunma sistemi zayıf yaşlıların çok dikkatli olması gerektiğini
söyledi.
“Bir hastamı kaybettim, 89 yaşındaydı”
Geç saatteki bu basın toplantısının planlı olmadığını, özel bir durum
nedeniyle yapıldığını dile getiren Koca, şöyle devam etti:
“Bu gece sizi ve bütün halkımızı gerçekten üzen bir haberi, aynı
üzüntüyü hissederek bildireceğim. Bu cümleyi bu toplumun Sağlık Bakanı
olmak yanında bir hekim olarak da kurmak istiyorum. Koronavirüsle
mücadelemizde bugün ilk kez bir hastamı kaybettim. Toplumu temsilen onu
en yakın takip eden kişilerdenim.
Kendisi 89 yaşındaydı, virüsü Çin temaslı bir çalışanından aldı. İlk kaybımız olan beyefendiye Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesinin üzüntüsü hepimizin üzüntüsüdür, kendilerine sabır diliyorum. Hepimiz bu ölümü metanetle karşılamalıyız. Salgına dönüşmesi dünyada olduğu gibi ülkemizde de ihtimal dahilinde olan ve ciddi riskler içeren bu hastalığa karşı set çekmenin yolu tedbir almaktır.”
“1,5-2 ay direnelim, pozitif sonuçların büyük kısmı iyileşmeyle sonuçlanıyor”
Avrupa ülkelerine sınırların kapatıldığını, risklerin önlendiğini ifade
eden Koca, umreden ve Avrupa ülkelerinden dönüşün ise devam ettiğini
söyledi.
Koca, şunları kaydetti:
“Bu şekilde giriş yapanlar kontrolden geçirildi ve geçiriliyor. Bulgusu
olanlardan test için numune alıyoruz. Temas hikayesi ve bulguları
nedeniyle izole edilen vakalar bulunmakta ve yakınları taranmakta.
Önceden tanı konulan hastalarımızın temas çevresini incelemeden
geçiriyoruz.
Bugün yapılan testlerde pozitif sonuç 51 kişidir. Toplam hasta sayımız 98 olmuştur. Belirttiğim gibi pozitif sonuçların büyük kısmı iyileşmeyle sonuçlanıyor. Bunun için gerekli destek tedavisi veriyoruz. Dünyadaki sonuçlar iyi biliniyor, net bir iyimserlik yaratıyor. Bir kez daha halkımıza başsağlığı diliyorum. Tanı konulan hastalarımıza geçmiş olsun diyorum. Herkesi tedbirlere harfiyen uymaya davet ediyorum. Bugünler böyle devam etmeyecek, hayatımızı bu şartlara göre düzenleyelim, 1,5-2 ay direnelim.”
Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, “TMO
stoklarında besici, yetiştirici, sanayici ve tüketicinin ihtiyacını
karşılayacak yeterli miktarda ürün bulunmaktadır” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ‘stoklarda ürün tükendi’ iddiası ile ilgili açıkama yaptı.
“TMO stoklarında yeterli miktarda ürün bulunmaktadır”
Bakan Pakdemirli, koronavirüs nedeniyle Türkiye’de tedbirlerin, salgın
başlamadan önce alındığının altını çizerek şunları söyledi:
“Temel gıda ürünlerinin üretim, stok ve tedarik zincirinde şuan için
bir sıkıntı bulunmamaktadır. Önümüzdeki dönemde de herhangi bir olumsuz
durum beklenmemektedir. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) stoklarında
besici, yetiştirici, sanayici ve tüketicinin ihtiyacını karşılayacak
yeterli miktarda ürün bulunmaktadır. TMO, hububat ve bakliyat
satışlarına sezon sonuna kadar devam edecek.”
“Online satış sistemi üzerinden de ürünler temin edebilmektedir”
Ürünlerin perakende olarak da satılmaya devam edeceğini, imkanı
olmayanların da internet üzerinden alışveriş yapabileceğini belirten
Pakdemirli şöyle konuştu:
“Ayrıca TMO stoklarında yer alan pirinç, nohut ve mercimekler toptan
satışların yanı sıra halkımızın uygun fiyatla tüketebilmesini teminen
ülke genelinde yayılmış yaklaşık 150 TMO satış noktasında perakende
olarak da satılmaktadır.
TMO işyerlerine erişim imkanı olmayan tüketicilerimiz ise https://www.epttavm.com
online satış sistemi üzerinden ürünleri temin edebilmektedir. Bunun
yanında kısa bir süre sonra hasat sezonu başlayacak olup mevsim
koşulları dikkate alındığına üretim yönüyle bir sıkıntı
görülmemektedir.”
Bakan Pakdemirli, “İç ve dış piyasalar yakından izlenmekte olup
piyasaların sağlıklı işleyişi ve ihtiyaçlarına yönelik alınan her türlü
tedbir halkımızla paylaşılacaktır” dedi.